Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Sardı korkular, gelecek stagflasyon

Yüksek enflasyon ve resesyonun olduğu, işsizliğin arttığı, milli gelirin düştüğü, büyümenin yavaşladığı döneme ecnebiler stagflasyon diyor. Kelime kökü olarak, duraklama…

Sardı korkular, gelecek stagflasyon

Yüksek enflasyon ve resesyonun olduğu, işsizliğin arttığı, milli gelirin düştüğü, büyümenin yavaşladığı döneme ecnebiler stagflasyon diyor. Kelime kökü olarak, duraklama ve inflation yani enflasyon kelimelerinin birleşiminden oluşur. Yakın gelecekte küresel ölçüde bir stagflasyon ihtimaline karşı daha önce başımıza gelen örneklere bakalım.

 

1973 yılında Arap ülkeleri, İsrail’e destek olduğu için ABD’ye ambargo uyguladı. Artan gerginlik yerini ekonomik krize bıraktı. Borsa çöktü, petrol fiyatı %400 arttı. Günümüzde elektrik ve elektronik çözümleriyle bildiğimiz Japonya krizden sonra petrol bazlı sanayiyi bıraktı, elektrik bazlı sanayiye geçiş yaptı.

 

Bu hikayede yanan garipler oldu

 

İthalatçı konumda olan ve genellikle gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin enflasyonu patlama yaptı, büyümede duraklama dönemi yaşadı.

 

ENFLASYON (%)

 

Ülke 1971 1973 1975
Meksika 4,9 12,1 14,9
Türkiye 15,1 13,9 21,2
ABD 3,3 6,2 9,1
OECD Ülkeleri 6,5 9,1 13,6
AB Ülkeleri 6 7,7 10,5
Şili 77 352,6 374,7

2008 krizinde de finans kuruluşlarının portföyünde bulunan yaklaşık 2 triyon ABD doları değerindeki varlık yok oldu. Kriz nedeniyle yaşanan ekonomik durgunluk ve küçülmenin global ekonomiye maliyeti ise 10 trilyon ABD dolarını aştı. Enerji fiyatlarının çok yükseldiği ortamda yüksek enflasyon ve büyüme sıkıntısı yaşandı. Aşağıdaki grafikte Nordea, en büyük 10 ekonomisinin enflasyon ve büyüme sürprizlerini gösterdi. 2008’de yaşanan sapmanın daha büyüğü şu anda görülüyor.

 

 

Brexit enerji krizine dönüştü

 

İngiltere’de petrolün taşınamamasından dolayı çıkan enerji ve tedarik zinciri krizi, tanker kullanabilen 100 bin kişinin eksikliğinin öncü olduğu bir enerji krizi yaşandı. Fiyatlar ocak ayından bu yana %250 arttı. Tavan fiyat sebebiyle tedarikçi firmalar artan maliyetleri tüketiciye yansıtamadı. Ağustos başından beri  en 5 tedarikçi iflas açıkladı. Artan enflasyon oranları, Çin’deki emlak krizi ve pandeminin yanına eklenen enerji krizi tıpkı 1973 ve 2008’de olduğu gibi stagflasyon mu geliyor sorularını akıllara getirdi.

 

Türkiye’de pompada ÖTV marjı bitti. Bu uygulama sayesinde kur ve petrol fiyat artışları tüketiciye yansıtılmıyordu. 13 Ekim itibarıyla yansımaya başladı.

 

İngiltere 24 Aralık tarihine kadar ağır vasıta sürücülerine kolay vize vereceğini söyledi. IMF başkanı Kristalina Georgieva, gelişmekte olan ülkelerde salgını kontrol altına almak için aşılama oranlarındaki gecikmenin arz kısıtlamalarına katkıda bulunduğunu ve “genişledikçe, küresel tedarik zincirlerindeki bu kesinti riskinin daha yüksek olacağını” söyledi.

 

Kömür ve doğalgaz fiyatları da tavan

 

Bloomberg’e göre geçtiğimiz aylarda başlayan enerji santralleri için yakıt fiyatları artarken doğalgaz fiyatlarındaki yükselişin kömürü geride bırakmasıyla görece temiz enerji kaynaklarıyla çalışan santrallerin kâr marjları düşmüştü.

Önce doğalgaz ardından kömür fiyatları zirvede… Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının yükselmesi daha karlı olmasından dolayı kömürle çalışan termik santrallerin faaliyetini arttırdı. Dolayısıyla 2022 vadeli kömür kontratlarının fiyatı, 2012’den bu yana ilk defa ton başına 100 dolara ulaştı.

Avustralya ve Çin gerginliği

Dünyadaki kömürün yarısını kontrol eden Çin’de yaşanan enerji açığı da bir başka endişe konusu. Çin’in elektrik üretiminde kömür kullanımı yüzde 70’lik bir paya sahip. Zaman içinde bu tavrını değiştiren Çin geçtiğimiz yıl enerji talebinin %15’ini yenilenebilir enerjiden karşıladı. Ancak, kuraklık Çin’i kötü etkiledi. Üstüne Avustralya ile devam eden ek vergi gerginliği krizi perçinledi. Aynı şekilde Hindistan’daki sel felaketi ve Brezilya’daki kuraklık da enerji fiyatını uçurdu.

Avrupa’da son 1 yılda ton başına kömür 40 dolardan 180 dolara çıktı. Doğalgaz fiyatları da %360’tan fazla bir artışla, Ocak başında 16€ €megavat/saatten Eylül ortasına kadar 75€’ya yükseldi.

 

Stagflasyonların ortak kaderi: Yüksek enerji fiyatı

Enerji krizine karşı atılan adımlar erken geldi diyebiliriz. Örneğin G7 yetkilileri, zorlukları izlemek için birlikte çalışmayı kabul etti. Dünyanın en zengin ülkeleri toplantısına başkanlık eden İngiltere Maliye Bakanı Sunak, “Tedarik zinciri sorunları küresel olarak hissediliyor ve dünyanın dört bir yanından finans liderleri ortak zorluklarımızı ele almak için iş birliği yapmalı” dedi.

 

Avrupa Merkez Bankası Başekonomisti Lane: “Enerji şokunda erken aşamayı gördük. Para politikasını tetikleyecek bir gelişme ortada yok”.

 

Ancak 70li yıllarda olduğu gibi tek odaklı bir sorun yok karşımızda. Çin’deki emlak sorunu hala hasır altı ediliyor. Wall Street Journal’a göre Evergrande Çin’de zor duruma düşen son gayrimenkul geliştirme şirketi olmayacak dedi.

 

Çin’de gayrimenkul geliştirme şirketlerinin borçlarının 2016 sonundan bu yana neredeyse ikiye katlandı ve gelinen borç seviyesinin dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya’nın toplam GSYH’sını aştı.

 

Küresel bir krizi tetikleyebilecek Çin’deki konut problemi ülkemizde de ekonomik büyümenin yegâne sebebi, konut sektörünün mihenk taşlarından inşaat da zorluk çekiyor. Aşağıda İnşaat maliyet endeksi yıllık değişim oranını görebilirsiniz.

 

 

 

Modern zaman krizi

 

Stagflasyon tehlikesi en çok da bizim gibi ülkeler için risk barındırıyor. 73 krizinin merkezinde İsrail olmasına rağmen, kriz Şili ve Meksika gibi ülkelerin üstünden silindir gibi geçti. Temel sebep; bu ülkelerin kırılgan ve ihracat merkezli borç yükü fazla olan ekonomiler olması. Financial Times yazarı Robert Armstrong da geçtiğimiz günlerde bu duruma parmak bastı:

 

“Eğer stagflasyon korkusu gelişmiş ülkelerde bile rahatsızlık veriyorsa, gelişmekte olan ülkeler için felaket olur. Gelişmiş ülkelerde sıkılaşma başladıkça gelişen ülke paraları zayıflar, enflasyon kötüleşir, sermaye akışları yavaşlar veya tersine döner. Gelişen piyasalar için en baskın finansal faktör ABD Merkez Bankası’dır. Enerji ithal eden Rusya ve Nijerya gibi ekonomiler için iyi haberler olsa da, Türkiye, Hindistan ve Çin gibi enerji ithalatçısı ekonomiler artan enerji fiyatlarıyla daha da baskılanacaktır.”

Principal Global Investors Başstratejisti Shah’a göre “1970’lerdeki gibi olmasa da bu bir modern zaman stagflasyonu. Eşitsizlik merkez bankalarının geldikleri politika çıkmazının ardında yatan nedendir. Reel faiz oranlarının tarihi ortalamalara yakın olması gerektiği görüşü yanlıştır. Zenginlerin gelirdeki payı neredeyse tüm dünyada artmıştır. Orta ve uzun vadede gelir eşitsizliği düşmediği sürece seküler bir duraklama dönemi geri gelecektir. Kısa vadede ise fiyat şoklarıyla görülecek stagflasyon merkez bankalarının çıkmazını daha da zorlaştıracaktır. 2020’nin istisnai politikalarının devam etmesine gerek yoktur.”

 

Enflasyon kalıcı

İtalya MB Başkanı Visco gazetecilere verdiği demeçte, G20 merkez bankacıları, beklenenden daha büyük enflasyon artışında “daha fazla yapısal faktör” olup olmadığını ve “kalıcı olabilecek bazı bileşenler olup olmadığını” görmek için konuyu inceliyorlar. Merkez bankacıları, enflasyonda kalıcı bir artışı engellemekle toparlanmayı kolay finansal koşullarla desteklemek arasında ince bir çizgide yürüyorlar. G20 bildirisi, merkez bankalarının fiyat istikrarını sağlamak için “gerektiği gibi hareket edeceklerini” ve “geçici oldukları yerlerde enflasyon baskılarını inceleyeceklerini” söyledi. Ancak Dünya Bankası Başkanı David Malpass, bazı fiyat artışlarının “geçici olmayacağı” konusunda uyardı.

 

Yukarıdaki satırların bir kısmını Dünya Gazetesi’nde okurken, Hakan Kara Hoca’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı paylaşım aklıma geldi.

Merkez bankaları enflasyonist süreçte üç aşamadan geçer:

 

1) İnkar: Enflasyon geçici

2) Kabul etme: Hmm, fazla yükseldi, ciddiye almak lazım

3) Tepki: Faiz artırmadan geçmeyecek gibi

 

FED tutanakları küresel olarak 2. evreye hazır olmamız gerektiğini söylüyor.

 

Zor dönemdeyiz. Aşılama belli seviyede de olsa pandemi devam ediyor, enerji krizi büyüyebilir ve küresel stagflasyon kapıya dayanabilir. “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” sözüyle rahmetli Demirel’i anarken, ekonomide 24 saniye bile çok önemli. Belki de bu yazıyı yollarken yeni bir kriz patlak verecek ve yazı anlamsızlaşacak.

 

 

 

 

Yağız Kutay Işık

[email protected]

Twitter: @yagizkutayisik

 

 

FÖŞ anlattı:  Enerji Krizi dünyanın belini büker, Türkiye’ye nasıl yansır?

 

OPEC+ yine üretim hedefinin altında kaldı

 

ABD Ulaştırma Bakanı: Tedarik zinciri krizi 2022’de devam edecek

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler