Sosyal Medya

Borsa

Piyasalar moralli: ABD ve Çin görüşme kararı aldı. Rusya enerji krizinde devrede

Günlerdir devam eden olumsuz hava ardından, bu sabah piyasaların yüzünü güldüren iki önemli haberle günü kucaklıyoruz. Üst düzey bir ABD…

Piyasalar moralli: ABD ve Çin görüşme kararı aldı. Rusya enerji krizinde devrede

Günlerdir devam eden olumsuz hava ardından, bu sabah piyasaların yüzünü güldüren iki önemli haberle günü kucaklıyoruz.

Üst düzey bir ABD yetkilisi, dün akşam yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki iletişimi iyileştirmeyi amaçlayan üst düzey görüşmelerin ardından ABD ve Çin’in başkanlarının yıl sonundan önce sanal bir toplantı yapmaları konusunda prensipte anlaştıklarını söyledi.

Öte yandan, ABD Senatosunda kilitlenen ve federal hükümetin temerrüde düşmesine neden olabilecek borç tavanı krizinde, Cumhuriyetçiler, Demokratların, ekonomiyi tehdit eden borç tavanı krizini aşmak için ortaya koydukları plana yeşil ışık yaktıklarını görüyoruz. Not düşmek gerekirse, 28,4 trilyon dolarlık borç sınırını yükseltmek için kongre kararı olması gerekirken, bu süre 18 Ekim’e kadar tamamlanması gerekiyor.

Takdir edersiniz ki, Trump döneminde artan ABD-Çin ‘gerginliği’ hatta burada bizce asıl kilit kelime ‘rekabeti’ adeta iki ülke arasında soğuk bir savaşın yaşanmasına neden olmuştu. Bu sabah gelen haberi bu minvalde önemsiyoruz. Bir anlaşma umudun doğması ile piyasaların günü moralini bir şekilde karşıladıklarını da not düşmek gerekiyor.

Asya borsaları ve ABD borsalarının vadeli işlemlerinde bu sabah hakim rengin yeşil olduğunu görüyoruz. %1 yükselen Şangay borsasını saymazsak, %2’yi aşan yükselişler geriye kalan Asya bölgelerinde göz çarpıyor. Dün geceyi %0,5 civarında yükselişle tamamlayan ABD borsalarında, bu sabah vadeli işlemlerde de benzer oranda artışlar görüyoruz. Takdir edersiniz ki, hisse senedi piyasalarında yüzler gülünce, piyasaların risk alma iştahı da artıyor!

Her ne kadar iki önemli haber akışı ile bültenimizi bu sabah açsak da, yükselen enerji fiyatları hepimizin bir numaralı gündemi. WTI tipi ABD petrolü 7 yılın zirvesine yükselirken, dün Brent petrol hafta ortası 83 dolar ile 3 yılın zirvesine yükselmişti..

Hatırlamak gerekirse, Nisan 2020’de, virüsün panik havasına dönüşmesi ile, petrol vadeli işlemlerde eksi (!) 40 dolara kadar gerilemiş, Brent cinsi petrolün de varil fiyatı 16 dolara düşmüştü. Neden? Talep yoktu. Şimdi ise, Çin ve diğer büyük tüketiciler COVID-19 krizinden beklenenden daha hızlı toparlanan taleple başa çıkmakta zorlanırken, enerji fiyatları el yakmaya başladı.

Avrupa’da doğal gaz fiyatları, mevcut düşük depolama seviyelerinin kış için yetersiz kalacağı endişeleriyle bu yıl neredeyse %600 fırladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde, doğal gaz vadeli işlemleri son zamanlarda 12 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Avrupalı liderler bu tablo karşısına panik moduna geçereken, gaz zengini Rusya’nın dizginleri eline alabileceği bir kış, endişelerini artmasına neden oluyor.

Enerji piyasasında son zamanlarda yaşanan bu denli sert yükselişin adeta panik havasına dönmesi sonrasında rasyonalitenin bir noktada geri geleceğini ve fiyatla seviyelerinde bir düzeltmenin de artık bir ihtiyaç haline geldiğini not düşmek gerekiyor. Enerji piyasasına yönelik uzun bir süredir taşıdığımız uzun pozisyonlarımızı yavaş yavaş gözden geçirmeye başlayacağız.

Dün Rusya’nın doğalgaz arz açığında devreye gireceği ve AB’ye yardım edeceğini açıklaması ardından fiyatlardaki sert yükselişi de duruldu. Brent cinsi ham petrolün varil fiyatında dün akşam başlayan düşüşün bu sabaha da taşındığını ve varil fiyatının 80 dolar seviyesine gerilediğini görüyoruz. Bu gelişme de ister istemez küresel risk iştahında bir miktar toparlanma getirdi.

Büyük resimde, enerji piyasasında yaşananlar ister istemez tüm dünyanın sorunu olmaya devam edecek. Artan varil fiyatının, tüketici olarak bizlere kadar gelmesi, harcanabilir gelirin daha da erimesi anlamına geliyor. Bu tablo makro bir bakış açısıyla devletlere de bir yük. Örneğin, net enerji ithalatçısı olan Türkiye’nin, artan enerji fiyatları nedeniyle kabaracak enerji faturası, cari açık ve enflasyonla savaşı sekteye uğratacak.

Bu durumun kaçınılmaz olarak tüm dünyayı olumsuz etkileyeceğini göz ardı etmemek gerekiyor. Küresel mali piyasalarda dün bozulan risk iştahı nedeniyle yatırımcılar güvenli liman arayışı ile ABD Doları’na sığındı. Bu bağlamda, EURUSD paritesinin dün 1,1550’ye kadar gerilemesi ile  USDTRY kuru da gün içinde 8,9350 seviyesindeki yeni zirvesini bir kez daha test etti.

Bir tarafta riskten kaçış, diğer tarafta Avrupa’nın yaşadığı enerji krizi ve Almanya’da seçim sonrası meydana gelen siyasi belirsizlik de Euro’yu güçsüz kılıyor. Kısa vadede bu unsurların masa üzerinde kalmaya devam edeceğini düşünsek de, bundan sonraki sürece ise ışık tutacak önemde yarın KKTC saati ile 15.30’da açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verisini de görmek istiyoruz. Güçlü bir istihdam raporu, kuşkusuz FED cephesinde, enflasyon sonrası istihdam piyasalarında da işlerin yoluna girdiği algısını perçinleyerek, tahvil alım hızını azaltma kararının takvimini hızlandıracaktır.

Kısa vadede doların güçlü seyrini korumasını beklemekle birlikte, orta/uzun vadede ABD Doları’nın değerli kalmasını da modellerimiz içine şimdilik eklemiyoruz! Türkiye cephesinde ise, zamansız faiz hamlesinin piyasa nezdinde yarattığı politika hatası izlenimi, TL üzerinde baskı kurmaya devam edeceğini düşünüyoruz. 21 Ekim’de düzenlenecek olağan PPK toplantısında da aynı hatanın tekrar etme ihtimalini pek de azımsamıyoruz! Dün de belirttiğimiz gibi, USDTRY kurunda riskleri yukarı yönlü görmeye devam ediyoruz.

Son günlerde devamlı bir şekilde, enerji krizi, yüksek enerji fiyatlarının tetiklediği ilave enflasyon kaygıları ve FED’in para musluğunu ne zaman kısacağı arasında sıkıştık kaldık. Bu bağlamda, Türkiye tersine gitse de, Mersin’e giden ülkeler de var: Dün sabah Yeni Zelanda’nın faiz artırımını öğleden sonra sürpriz bir şekilde Polonya’da takip etti!

Biraz da kripto paralar ve kıymetli madenlerden söz edelim. Kripto varlıklara yönelik ilgi, DeFi (merkezi olmayan finans) ve DeWeb (merkezi olmayan internet) projelerinin potansiyellerinin artması ile, orta ve uzun vadede altın ve gümüş gibi klasikleşen enstrümanlara olan talebin açık bir şekilde azalmasına neden olacağını düşünüyoruz. Son 3 haftadır gümüş, 22,50 dolar seviyesindeki tehlike bölgesinden çıkmaya çalışırken, benzer bir şekilde altın da 1,750 dolar seviyesindeki desteğin üzerinde durmaya çalışıyor. Aşağısı tehlikeli gözükmekle birlikte, gözler karar için yarın ABD verisine çevrilmiş durumda. Altın ve gümüşün 2021 yılının kaybedeni olduklarını aşağıdaki grafikten de açık bir şekilde görebilirsiniz.

Küresel mali piyasalardaki satış baskısının hafiflemesi ile yarın açıklanacak ABD verisi öncesinde bugün ılımlı bir güne başlıyoruz. Özellikle, petrol ve enerji fiyatlarında meydana gelen kontrolsüz yükseliş sonrasında Rusya’nın devreye girmesi ile arz şokunun telafi edilebileceği beklentisi, adeta piyasaları soluklandırdı. Bu bağlamda, USDTRY kurunun da dün 8,9350 zirvesini test etmesi sonrası yeni güne 8,86 seviyesinden başladığını görüyoruz.

Bugün veri akışı sakin görünüyor. Avrupa Merkez Bankası’nın toplantı tutanakları takip edilecek. Her hafta Perşembe günü olduğu üzere TCMB ve BDDK’nın haftalık rakamları önemle irdelenecek.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler