Sosyal Medya

Döviz

TCMB’nin tehlikeli deneyi: Türk Lirasında değer kaybı ‘parabolik’ bir hal aldı!

Kendi para birimimizin her geçen gün daha da eridiğini kelimelere dökmek, ne kadar da zor bir iş! TCMB’nin ihracatı desteklemek adına değersiz…

TCMB’nin tehlikeli deneyi: Türk Lirasında değer kaybı ‘parabolik’ bir hal aldı!

Kendi para birimimizin her geçen gün daha da eridiğini kelimelere dökmek, ne kadar da zor bir iş! TCMB’nin ihracatı desteklemek adına değersiz Türk Lirasını savunan yeni politika duruşunun yansımaları, döviz piyasasında her geçen gün daha da şiddetlenmeye ve beraberinde ‘parabolik’ bir hal almaya başladı.

Her ne kadar TCMB’nin duruşu TL’nin değer kaybetmesi ve ihracatın artarak ülkeye gelecek cari işlemler fazlası (döviz fazlası) ile sorunların çözüm bulacağı düşüncesine dayansa da, Hazine ve Maliye Bakanı Elvan’ın bu söylemi teyit etmemesi, ekonomi cephesinde tüm paydaşların aynı eksende olmadığını açık bir şekilde göstererek piyasalara da güven vermiyor!

TCMB’nin zayıf TL, güçlü ihracat ve cari fazla üzerine inşaa ettiği tehlikeli politika kurgusunun ne kadar başarılı olacağı bilmemekle birlikte veya büyük soru işaretlerimiz olsa da, enflasyona karşı yenik düşen bir para biriminin verdiği negatif reel getirinin (reel faiz eksi) kuru daha da yukarı itebileceğini çok açık bir şekilde hep birlikte tecrübe ediyoruz.

Döviz piyasasında daha da yukarıya gidecek endişesi ile öne çekilen döviz alım ihtiyaçları, bununla birlikte artan spekülatif alımlar ve en önemlisi kendi kendini besleyen bir olgu ile satıcıların da aynı düşünceye sahip olarak satışa bir türlü yönelmemesi ile kur cephesinde hareketler parabolik bir hal almaya başladı.

USDTRY kuru, TCMB’nin çekirdek enflasyondan söz ederek ilk faiz indirimi sinyali verdiği Eylül başından bu yana (son 51 günde) %26 yükseldi. USDTRY kurundaki dün günlük yükseliş oranı %4’e yakın olarak gerçekleşti! Artık teknik seviyeleri konuşmanın da bir faydası yok keza para politikasına olan güvenin sarsılması, döviz piyasasında kendisini her geçen gün daha da hissettirmeye başladı.

Unutmamak gerekiyor ki, finans kesimi dışındaki şirketlerin net döviz pozisyon açığı 120 milyar doların üzerinde. TL’nin dolar karşısında her geçen gün erimesine seyirci kalmak, finansal istikrarı da tehdit ediyor. Özellikle de, yurtdışı cephede, enflasyon gündemin bir numarası olurken ve hemen hemen tüm merkez bankaları tonlarını sertleşmeye başlamışken (pandemi sonrası sıkı para politikasına geçiş) içeride TL’nin koruma kalkanı olan faizi indirmek, ekonomik dengeleri topyekun riske atabilir.

Bu sabah, bültenimizi yazdığımız erken saatlerde, Türk Lirası’ndaki erimenin parabolik bir şekilde ve türbülans boyutunda devam ettiğini görüyoruz. USDTRY kuru ilk işlemlerde likiditenin de kaybolması ile 10,45 seviyesine varan bir yükseliş kaydetti.

TCMB’nin olağan Kasım ayı Para Politikası Kurulu (PPK) kararı yarın sabah saatlerinde açıklanacak. Yukarıda da izah etmeye çalıştığım üzere, TCMB’nin negatif reel faiz yönünde yeni para politikası duruşu, enflasyonun %20 seviyesinde olduğu bir ortamda, politika faizinin yarın %16’dan 100 baz puan indirimler %15 seviyesine indirileceği beklentisi (piyasa anketi) TL’yi hırpalamaya devam edeceğini düşünüyoruz. Bu noktada, yarın açıklanacak politika metninde de ileriye yönelik rehberlik anlamında elle tutulur ibareler görmeyi hayal ediyoruz.

Para politikasına yönelik her geçen gün artan güven kaybı, TL’de kendi kendini besleyen bir süreç halini alırken, bu olgunun terse dönmesi adına enflasyon odağında, piyasa beklentisi ile uyumlu, uzun vadeli faizleri aşağıya çekecek, kısa vadede güçlü ve inandırıcılığı olan yeni bir ‘duruşa’ ihtiyaç duyuluyor. Bu bakış açısının dışında kalan her seçenek ise, TL’deki erimenin devam etmesine neden olacaktır.

Elbette, TCMB’nin para politikası seçimi her ne kadar TL üzerinde baskı kurmaya devam etse de, yurtdışı cephenin de artık destekleyici bir noktada olmadığını kabul etmek gerekiyor. FED’in tahvil alımı ile ekonomiye verdiği desteği geri çekmek adına takvim açıkladığı ve aksiyona geçtiği bir noktada, dünyada enflasyon ana temayı temsil ederken, risk iştahının da kademeli olarak azalmaya başladığını görüyoruz.

Güvenli liman olarak görülen ve dünyanın en likit yatırım aracı olan ABD 10 yıllık devlet tahvilleri bu sabah %1,65 seviyesine kadar yükseldi. Haftalık kapanışın %1,69 seviyesinin üzerinde olması, bu bültenin de tonunun sertleşmesine neden olacaktır! Öte yandan, bu sabah ABD dolarının piyasa kuru olan DXY’de 96,2 seviyesine yükselerek son 16 ayın yeni en yükseğini test etti.

Ne mi anlatmaya çalışıyorum: Dünyada da ABD Doları değer kazanmaya başlıyor! Bu bağlamda, EUR/USD paritesi bu sabah uzun bir aradan sonra 1,1430 seviyesindeki desteğini kırarak 1,1290 seviyesine kadar geriledi. Sterlin dolar karşısında henüz teknik kırılım gerçekleşmese de, 1,3330 seviyesi yakından takip edilmelidir. Sterlin cephesinde, İngiltere Merkez Bankasından hamle bekleyen yatırımcıların -uzun pozisyon kollayanların- alım kararı vermesi durumunda, 1,1330 seviyesinin altına zarar kes yazmaları trading disiplini açısından önem arz etmektedir.

Doların sert bir şekilde değer kazandığı ve ABD tahvil faizlerinin yükseldiği bir ortamda, altın ve gümüş mevzilerini koruma gayreti içinde dünkü kazanımlarının bir miktarını geri vererek bu sabah göreceli sakin bir seyir izliyor. Gümüşte kabaca 24,80 dolar altında ise 1,861 dolar seviyeleri önemli teknik bölgeler.

ABD’de açıklanan güçlü ekonomik veriler ve enflasyonun Demokles’in Kılıcı gibi FED üzerinde sallandığı bir ortamda, bu sabah Japon Yeni’nin dolar karşısında son 4,5 yılın en zayıf düzeyine geldiğini görüyoruz. Teknik bir bakış açısı ile, yükseliş daha da devam edecek gibi görülüyor.

Öte yandan, dün OPEC cephesinden gelen 2022 yılında petrol piyasasında arz fazlası yaşanacağı yönünde haber ve adeta ABD Başkanı Biden’ın petrol fiyatlarına savaş aşmasıyla (stoklar ve stratejik rezervlerin kullanılacağı beklentisi) Brent dolar bu sabah yeniden 80 dolara kadar geriledi. Biden ile Xi arasında yapılan görüşmede de bu konunun gündeme geldiğini okuyoruz.

ABD borsaları geceyi ılımlı yükselişlerle tamamlarken, Pasifiğin diğer ucunda bu sabah hava bozdu. Gösterge endeks Tokyo borsası %0,4 aşağıda işlem görürken, Kore borsası %1 düşüşle başı çekiyor. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de hafif çaplı düşüşler görüyoruz. İçerde yüksek tansiyonun devam etme olasılığının yine yüksek olduğu bir günde, makro cephede Euro Bölgesi enflasyonu ve ABD yeni konut satışları takip edilebilir.

 

 

 

iktisatbank.com

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler