SABAH Analizi: Gözler Kabine’de; kafalar 15 Nisan PPK toplantısında!

Türk mali piyasalarında tansiyon bir nebze de olsun hafiflemek ile birlikte, korunmaya devam ediyor. Adeta fırtına öncesi sessizlik gibi.

Dün haliyle gözler, Ak Parti Kongresi’ni takip etti. Hafta sonundan sarkan olaylar ve akabinde AKP cephesinin ağır toplarının Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasına işaret etmesi, Kongre’ye yönelik ilgiyi de en üst düzeye çekmişti.

Lakin, ekonomi ve siyaset ile ilgili piyasaları heyecanlandıracak bir ton kullanmayan Erdoğan ve beraberinde parti yönetiminden herhangi bir sürpriz isim görülmemesi, mali piyasalar üzerinde de büyük bir etki yaratmadı.

Bu noktadan sonra, tüm dikkatler Kabine revizyonunda olacaktır. Kararın ne zaman geleceği bilinmemekle birlikte, ekonominin direksiyonuna kimin geçeceği ise büyük bir merak ve bir o kadar da endişe ile bekleniyor. 6 Kasım günü istifa eden Albayrak neredeyse 4,5 aydır ortalıkta yok!

Dönelim Türk mali piyasalarına. Londra’da swap vadelerinin dolması ardından kısa vadeli TL faizlerin sakinlemesi ile (hatırlayın Salı günü %1,100 seviyeleri görülmüş, USDTRY kuru 7,70 seviyesine kadar gerilemişti) USDTRY kuru yeniden psikolojik 8 seviyesinin hemen etrafındaki dar bantta dün gün boyu salındı.

Hisse senedi cephesinde, haftanın ilk iki günü, sert satışlara sahne olan BİST100 endeksi ve adeta kan gövdeyi götüren Bankacılık Endeksi dün kayıplarını bir nebze de olsa telafi ederek %2’nin üzerinde yükseliş kaydetti.

Yabancı indinde Türkiye’nin 5 yıl vadeli riskine karşı kasko primi olarak görülen CDS risk primi 455 baz puanda kalmaya devam ederken, uzun vadeli TL devlet tahvilinin bileşik faizi yaklaşık 1 puan düşüşle %18’e geriledi.

Takdir edersiniz ki, her ne kadar önümüzde daha 3 hafta gibi bir zaman dilimi olsa da, bütün konsantrasyon TCMB’nin 15 Nisan tarihinde düzenlenecek olağan PPK toplantısına çevrilmiş durumda.

TCMB’nin alacağı karar, TL ve TL cinsi varlıkların geleceği ile ilgili yeni bir yol haritası çizecektir. Endişe edilene paralel, eğer Başkan Kavcıoğlu, faiz oranlarında hatırı sayılır bir indirim yapmak üzere göreve atandı ise, bunun piyasa yansıması da hatırı sayılır bir düzeyde olacaktır. Maalesef faizle yatıp faizle kalkmaya devam ediyoruz!

Dün Türkiye ve ABD Dışişleri bakanları ilk kez yüz yüze görüştü. Görüşme ardından yapılan resmi açıklamada, Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerinden kurtulması gerektiği, Türkiye ile Yunanistan görüşmelerine ise destek verildiğini görüyoruz. Suriye ve Afganistan’da ortak çıkarlar var diyen Blinken, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye dair endişeler ve insan hakları konusunu da es geçmedi.

Görüşmeyi olumlu karşılasak da, temkinli yaklaşmayı tercih ediyoruz. Her iki bakan da açık bir kapı bırakarak yakın gelecekte daha kapsamlı bir görüşme yapmak üzere mutabakata vardıklarını da not edelim.

Dönelim bugüne. AB Liderler Zirvesi, bugünün en önemli gelişmesi olarak takip edilecektir. Daha önce de belirttiğim üzere, Türkiye ile Yunanistan arasında artan diyaloğa paralel, Zirve’den Türkiye’ye yönelik herhangi bir karar çıkması (hatırlayınız olası bir yaptırım endişesi) beklenmiyor.

Yurtdışı piyasalarda ise bu sabah Asya’da yatay bir seyir görsek de, ABD menkul kıymetler düzenleyicisinin, yabancı şirketleri ABD denetim standartlarına uymamaları halinde Amerikan borsalarından çıkarılacak önlemleri kabul etmesinden sonra, çift kote edilmiş Çinli şirketlerin hisseleri bir miktar baskı altında kaldı.

Öte yandan, Japonya başbakanı, Kuzey Kore’nin Perşembe günü Japonya yakınlarında iki balistik füze fırlattığını, Tokyo Olimpiyatları öncesinde gerilimi artırdığını (Biden yönetimi üzerindeki baskıyı da) artırdığını söyledi.

Her iki gelişmeye rağmen, Asya piyasalarında yatay hatta hafif de olsa ılımlı bir seyir görüyoruz. ABD borsalarının vadeli işlemlerinde de yükseliş eğilimi var.

Almanya’da artan kovid 19 önlemlerine paralel, ekonomik aktivitenin yeniden yavaşlayacağı korkusu ile keskin değer kaybeden petrol (son 2 haftada %15 geriledi) dün %5 civarında yaralarını sarması ardından bu sabah yeninde yönünü aşağıya çevirdi.

Söz konusu gelişmelere paralel, güven liman olarak görülen ABD 10 yıllık tahviller %1,60 seviyesinin diplerinde salınmaya devam ediyor.

FED’in şimdilik uzun vadeli tahvil faizlerindeki yükselişinden rahatsız olmadığını görüyoruz. Özellikle, doların sepet kuru DXY’nin 92,5 seviyesinin üzerinde haftalık kapanış yapması, kısa vadede ABD dolarında değerlenme eğiliminin devamı olarak okunacaktır. EUR/USD paritesi, bu süreçte 1,16 yolculuğuna çıkabilir. Sterlin ile ilgili kafamız tam net olmasa da, dolar rüzgarından etkilendiği aşikar. Teknik manada aşağıda 1,3640 seviyesini takip ediyoruz.

Mali piyasaların gündeminde bugün her hafta Perşembe günü olduğu üzere içeride TCMB’nin açıklayacağı haftalık para ve banka istatistikleri ile menkul kıymet raporu, dışarıda ise ABD haftalık işsizlik maaşı başvuruları ile büyüme verisi takip edilecektir.

Kıbrıs İktisat Bankası Hazine bölümü

Dolar Endeksi 4 aylık zirvede, Gelişen Piyasalar tedirgin

Ratingciler’den uyarı yağıyor: Not indirimi yolda

Evren Bolgün: CB Erdoğan’ın konuşması, dış borç sorunu & ekonomide yeni isimler