Borsa
YATIRIMCININ HUZUR KAÇIRAN RÜYASI
“Kötü hayattan, felaketten, savaştan, kaostan, nefretten; aşka, barışa ve uyuma giden birisin hikayesi anlatılır. Yunan kralı Odysseus ’un hikayesi… Odysseus…
“Kötü hayattan, felaketten, savaştan, kaostan, nefretten; aşka, barışa ve uyuma giden birisin hikayesi anlatılır. Yunan kralı Odysseus ’un hikayesi…
Odysseus her şeyden uzakta eşi Penelope, oğlu Telemakhos ile kralı olduğu İthake şehrinde yaşamaktaydı. Her şey bu kadar güzel giderken vahşi bir savaş başladı. Odysseus istemeyerek de olsa bu savaşa katılmak için yaşadığı ve mutlu olduğu yeri terk etti ve Truva’ya doğru yola çıktı. Truva’nın kalın duvarları vardı ve bu duvarlar sayesinde on sene boyunca savaşa direnerek ayakta kaldı. Eve dönmek için Truva’nın kalın duvarlarını aşması gerektiğini bilen Odysseus, içine askerlerin yerleşebileceği, tahtadan, büyük bir at yaptırdı. Truvalılar karşı tarafın savaştan çekildiğini ve tahta atı da Tanrılara armağan olarak bırakıldığını düşünerek atı şehrin içine aldılar. Tahta atın içine saklanan askerler gece harekete geçerek kapıları ordulara açtı ve on yıldır alınamayan Truva şehri bir gecede fethedildi. Bu vahşi savaşın bitmesiyle birlikte Odysseus ’sun eve geri dönüş savaşı başladı.
Odysseus ve adamları yol boyunca çeşitli zorluklarla savaşarak Ismara kentine kadar geldiler. Ancak orada da işler beklendiği gibi gitmedi, Odysseus ve adamları Cicones ile savaşarak büyük kayıplar verdiler. Daha fazla kayıp vermek istemeyen Odysseus kalan adamlarıyla adadan kaçtı. Bu kaçış yerini kuvvetli rüzgarlarla, okyanusta dokuz gün boyunca sürecek olan yaşam savaşına bıraktı. Dokuz günün sonunda ise bir adaya vardılar. Odysseus adayı iyice keşfedebilmeleri için üç adamını gönderdi. Ancak adayı keşfe çıkan bu üç adam bir daha dönmeyince Odysseus onları bulmaya gitti. Odysseus ada sakinlerinin mutlu ve oldukça barışçıl olmasına şaşırdı çünkü buraya gelene kadar karşılaştıkları kişilerde olmayan özelliklerdi. Ada sakinlerinin bu kadar mutlu ve barışçıl olmasının sebebinin ise sürekli yedikleri Lotus çiçeği olduğunu fark etti, Lotus sayesinde ne geçmişte yaşananları ne de hayatlarındaki yaşama sebeplerini hatırlıyorlardı. Ada sakinleri bu çiçeği keşfe çıkan üç adama da ikram etmişlerdi ve Lotus’u yiyen adamlar ne yaptıklarını, neden orada olduklarını ve nereye gittiklerini unutmuşlardı. Sadece orada kalıp bu güzel bitkiyi yemek istiyorlardı. Ada sakinleri kendileri için önemli olan bu bitkiyi Odysseus’a da ikram ettiler. Artık Odysseus ‘un önünde iki seçenek vardı: Ya her şeyden uzaklaşıp, unutup zevk içinde o adada yaşamaya başlayacak ya da tüm çektiği acıları hatırlayarak kendisine mutluluk sunan evine geri dönecek…”
Su perilerinin temsil ettiği, bataklığa, çamura rağmen kirlenmeden çiçek açan, suda yüzmesi ile “Dünyada yaşamak ama dünyaya ait olmamak” anlamı taşıyan, Buda’nın acı ve tatminsizlikten kurtulmak için önerdiği yol olan, aydınlanmaya ulaşmanın anahtarı ve yeniden doğuşun simgesi olan Lotus… Sözü edilen yeniden doğuş sanıldığı kadar kolay değil; aksine oldukça sancılıdır çünkü Lotus ’un insanda yarattığı kısa süreli zevkten ayılması kolay değildir. Bağımlılık yaratan ve huzur kaçıran rüyadan uyanabilenler yeniden doğarak aydınlığa ulaşabilecektir. Bu yüzden ya Lotus çiçeğini hiç yememek ya da bu rüyadan uyanmasını bilmek gerekir.
Mutluluk ve zevk… Sosyolog Zygmunt Bauman “Mutluluk, haz veren maddelerle dolu bir kaptan seçilen hediyeler yığını değil” demiştir. Aristoteles mutluluğun zevkten farklı olduğunu söylemiştir, Dr. Robert Lusting’de Aristoteles gibi bir ayrım yaparak şöyle demiştir; Zevk, içseldir, kısa ömürlüdür, bencildir ve bu yüzden insanı ele geçirir. Mutluluk; uzun ömürlüdür, bencil değildir bu yüzden de paylaşımcıdır. Zevke belirli maddeler yardımıyla ulaşabilen insanlar bu zevke neyle ulaşmış olurlarsa olsunlar -ister madde ister davranışla- aşırı zevklerin tümü bağımlılığa yol açar. Fakat, böylesi bir bağımlılık durumu mutluluk için söz konusu değildir.
Yukarıda bahsedilen durumun nedenlerinden biri, bu iki duygu insanlarda farklı hormonları tetikler. Şöyle ki; zevk insanlarda “dopamin” hormonunu, mutluluk ise “seratonin” hormonunu aktif hale getirir. Dopamin hormonu bir kere salgılanmaya başlandığında, nöronlar da uyarılmaya başlanır. Çok fazla uyarılan nöronlar ise daha sık ölme eğilimi gösterir. İfade edilen böylesi bir durumda, zevki sürekli ve uzun vadeli kılmak için insanların başka ve yeni eylemler yapması gerekir. Çünkü dopaminin tekrar salgılanması için en son yapılan eylemin üstüne yeni bir eylem yapılması bir gerekliliktir. Sürekli daha fazlasını yapmaya çalışmak ise insanları bir tür bağımlılığa sürükleyecektir. Zevke ulaşmak için istenen “daha fazla”lar sürecin sonunda tam anlamıyla “hiçbir şey” olacaktır. Kısaca insan ne kadar zevk ararsa o kadar mutsuzluğu bulacaktır.
Yatırımcıların piyasalarda yaşadığı durum da bundan farksız değildir. Planlanmış ve beklenen hedefe sahip olan yatırım amaçları kısa süre içerisinde günlük al-sat işlemlerine dönebilmektedir. Çünkü tek bir kere yapılan günlük al-sat işlemi yatırımcıda dopamin salgılanmasına sebep olarak yatırımcının kısa süreli zevki ya da acıyı tatmasını sağlayacaktır. Yapılan hiçbir işlem ya da kazanılan hiçbir kârın yatırımcıda aynı hazzı uyandırmayacağı ihtimali düşünüldüğünde; ortaya çıkan kısa süreli zevkler ilerleyen zamanlarda yatırımcıya yetmeyebilir. Kısa süreli işlemde kazandığı ilk kâr yatırımcıyı sevindirirken ikinci işlemde aynı kâr yatırımcıda aynı heyecanı yaratmayacak hatta kendisini yaptığı işlemde başarısız görecektir. Bunun sonunda ise yatırımcı ya daha fazla al-sat işlemi yapmaya ya da yatırım yaptığı para miktarını arttırarak al-sat yapmaya devam edecektir. Nasıl ki Lotus çiçeğini yiyenler bolca zevk almalarına rağmen bir türlü doyuma ulaşamıyor, yatırımcı da lotus çiçeği yiyenler gibi günlük al-sat işleminden bolca zevk almasına rağmen bir türlü doyuma ulaşamayacaktır.
Lotus yiyenler uykulu bir halde kendinden geçmiş değillerdir, buradaki asıl kötülük; Lotus meyvesi nasıl ki var olan her şeyi unutturup onları tamamen kayıtsızlığa itiyorsa, günlük al-sat işlemi de yatırımcının neden yatırım yapmaya başladığını unutturarak yatırımcıyı tamamen kayıtsızlığa itebilir. En sonunda yatırımcı neden ve hangi amaçla yatırım yapmaya başladığını unutur ve al-sat bağımlılığın farkına varmayarak hem kendini hem de portföyünü bir hiçe dönene kadar tüketmeye başlar. Günlük al-sat işlemlerinde kar elde etmek yatırımcıda bağımlılık yaratırken zarar eden yatırımcı neden buna devam ediyor sorusu sorulabilir. Unutmamalıdır ki acı ve zevk aynı kategorinin farklı yorumlarıdır. Karanlık ve aydınlık gibi birbirlerinden anlam alırlar. Hatta acının zevkten daha faydalı olduğu bile söylenir. Çünkü acı bir uyarandır ya da uyarıcıdır.
Yatırımcının Lotus çiçeğini yedikten sonra kendisini mutluluğa ulaştıracak asıl işlemlere dönebilmesi için ne yaptığının farkına varması, kendisini içine düştüğü huzur kaçıran rüyadan uyandırması gerekir. Yatırımcının kısa süreli ya da günlük al-sat işlemlerinde ortaya çıkan duygusunun mutluluk değil haz duygusu olduğunu, bu duygunun bencil olmasından dolayı hep daha fazlasını istediğini ve işlem yaparken yaşadıkları her zevk duygusu için gelecek dönemde yaşayabilecekleri mutluluk duygusundan feda ettiklerini unutmamaları gerekir. Yatırımcının tekrardan uyanması ve yola devam etmesi için ise bu bağımlılıktan kurtulması gerekir. Ya o çiçeği hiç yememeli ya da uyanabilmelidir. Joseph De La Vega’nın dediği gibi; “…daha kötüsü, brokerların bir kısmı iskambil oyunundaki hilecilere dönüştüler. Böylece çiçekleri ellerinde tutarken meyvelerden oldular.”
Cemre Yoldaş
Kaynaklar:
Davis, B.; “What is the significance of the lotus eaters in the Odyssey?”, 2021.
Özçalık, M.; “Lotus Çiçeğinin Farklı Kültürlerdeki Önemi ve Peyzaj Tasarımında Kullanımının İrdelenmesi”, 2017.
Sarı, A.; Güler, F.; “Nibelungen ve Odysseia Destanlarında Eve Dönüş Miti”, 2019.
University of California Television (UCTV) “The Hacking of the American Mind with Dr. Robert Lustig”
Varon, T.; “Dünyayı Güzelleştirmenin ve Sevginin İfadesi: Kutsal Çiçek Lotus”, 2020.
Hisse Önerileri: Hisse senetlerinde risk iştahının korunmasını bekliyoruz
Yapı Kredi Yatırım global strateji
İş Yatırım: Bankacılık 3.Çeyrek Tahminleri