Sosyal Medya

Cemre Yoldaş yazdı: BORSADA YATIRIMCIYI ÖLDÜREN DÖNGÜ

31 Mayıs 2021

“Irmak Tanrısının güzeller güzeli peri bir kızı varmış. Bu perinin güzelliği Zeus’un kulaklarına kadar gitmiş ve bir gün Zeus kartal biçimine girerek periyi kaçırmış. Irmak Tanrısı her yerde kızını aramış fakat bir ölümlü hariç kimse perinin nerede olduğunu bilmiyormuş. Korint Kralı olan, Sisyphus isimli bu ölümlü zamanının en zekisiymiş ve perinin kim tarafından kaçırıldığını, kalesinin içinden akan bir ırmak karşılığında Irmak Tanrısına söylemeye karar vermiş. Irmak Tanrısı, Sisyphus’un bu isteğini kabul etmiş ve kızının kim tarafından kaçırıldığını öğrenmiş. Fakat Zeus bir ölümlünün kendi sırrını paylaşmasına çok öfkelenmiş ve bu hain davranışının cezalandırılmasına karar vermiş. Ölüm Tanrısını çağırarak Sisyphus’un canını almasını istemiş.

 

Ancak Sisyphus zekâsı ile Ölüm Tanrısını alt edip onu zincirle bağlamış. Ölüm Tanrısının zincirlenmiş olmasından dolayı hem yeryüzünde hem de yeraltında işler karışmaya başlamış. Çünkü yeryüzünde hiçbir ölümlü ölmüyormuş, hiç kimsenin ölmemesi de Yeraltı Tanrısı Hades’i öfkelendiriyormuş. Buna daha fazla dayanamayan Hades Sisyphus’un yakalanıp yeraltına getirilmesini emretmiş. Yer altına inmek istemeyen Sisyphus bir plan yapmış ve eşinden, ölüler ülkesine götürüldükten sonra cenazesi için bir tören düzenlememesini istemiş. Çünkü Hades, ölüm sonrası dinsel tören yapılmamasını hiç hoş karşılamazmış. Sisyphus’un planlandığı gibi olmuş her şey. Yeraltına götürülen Sisyphus, Hades’e eşinin kendisi için bir tören düzenlemediğini söylemiş ve eşini cezalandırmak için yeryüzüne çıkma izin istemiş. Hades törensizliğe sinirlenmiş ve vermiş istediği izni Sisyphus’a. Yeryüzüne dönen Sisyphus Hades’e verdiği sözü tutmamış ve yeraltı dünyasına geri dönmeyi ret etmiş.

 

Ölümlünün tanrıları kandırmasına çok sinirlenen Hades, Sisyphus’u ağır bir ceza vermeye karar vermiş ve haberci Tanrı Hermes’ten Sisyphus’u yakalayıp tekrar Ölüler Diyarına getirmesini istemiş. Ölüler Diyarına tekrar getirilmiş Sisyphus ve bundan sonraki yaşamında bir kayayı elleriyle iterek yüksek bir dağa çıkartacakmış. Ancak cezanın en kötü tarafından biri; kaya tam zirveye ulaşacakken Sisyphus kayanın ağırlığını taşıyamaz hale gelecek, kayayı zapt edemeyecek ve kaya ellerinden kayıp aşağıya yuvarlanacakmış… Sonra mı? Sonra Sisyphus kayayı tekrar zirveye ulaştırmaya çalışacakmış. Çünkü sonsuzluktaki bu kısır döngüymüş Sisyphus’un cezası…”

İsmini bilgelik anlamına gelen Sophos’tan alan Sisyphus… Rasyonel zihnin irrasyonel evren ile bir araya gelmesinden doğan absürt durumun kahramanı, anlamsızlığın simgesi, boş, yararsız ve umutsuz bir çabanın kurbanı, tanrılar tarafından sonsuz cezaya ilk defa mahkûm edilen ölümlü… Sisyphus, hiçbir zaman tamamlayamayacağı, tek düze, yorucu, zahmetli bir işi her gün umutsuzca sürdürüyordu. Yaptığı işin anlamsızlığının ve yararsızlığının farkındaydı çünkü bilinçliydi. Hatta bu korkunç işkencenin bir gün bitebileceğini umamayacak kadar bilinçliydi hatta. Bu yüzden Sisyphus bilinçli ama umutsuz bir kahramandı.

Filozof Gabriel Marcel’e göre insan, oluşumunu tamamlamış bir varlık değildir. Varlığını tamamlamak için sürekli gezgin haldedir. İnsanın kendini gerçekleştirme yolundaki kararlılığını ortaya çıkartan en kuvvetli duygu ise umuttur. Yani insan bir “umut insandır”, başka bir ifadeyle insan homo viator’dur. Bundan dolayı da umut, insanın yaşam biçimidir. İnsanın, her geçen gün kendisine yabancılaşan dünyada kendi yolunda gidebilmek için umut ve umutsuzluk arasında seçim yapması gerekir. Umut ile yoluna devam edebilecekken; umutsuzluk içinde olduğunda ölümcül bir hastalıkla boğuşmaya başlayacaktır. Çünkü içinde bulunduğu çaresizlik duygusu peşinden depresyon, anksiyete, uyku ve yeme bozukluklarını, madde bağımlılığını ve intiharı getirecektir. Umutsuzluğun önüne geçebilmek için insanın ruh halini değiştirmesi gerekir. Bunun için de günlük rutinlerin dışına çıkarak var olan umutsuz düşünce tarzınızdan uzaklaşmalıdır.

Peki, Sisyphus’un asıl cezası neydi? Ağır bir kayayı sırtlanmak mı, yaptığı işin zirveye ulaşmaya çok yakınken sürekli yıkılışını izlemek mi, işini yaparken asla zirveye ulaşamayacağını bilmek mi yoksa umutsuzluk içinde devamlı aynı işi yapıyor olmak mı? Sisyphus’un aynı iş dışında başka bir işi yapma şansı yoktu.

Hikâyeye bu şekilde bakıldığında Sisyphus’un sonsuz cezasına odaklanılır. Ancak Sisyphus bu cezaya başkaldırmıştır. Tanrılar Sisyphus’a bu cezayı verirlerken onun en sonunda bu boş çabadan vazgeçip, her şeyi bırakacağını düşünmüşlerdir. Sisyphus ise taş yuvarlanmaya başladığı anda, içinde bulunduğu çıkmazı kavrar, uyanır ve kaderiyle yüzleşir. O an Sisyphus’un bilincine kavuştuğu andır. Ne zaman gerçekleşeceği belirsiz olan bir kurtuluşa bel bağlamak yerine, bu işkencenin sonsuza kadar süreceği gerçeğiyle yüzleşir ve hiçbir umut kırıntısın olmadığı bu noktada cezasına başkaldırmaya karar verir. Vazgeçmek yerine kayanın tekrar yuvarlanacağını bildiği halde azimle onu tepeye götürmeye devam eder. Bu Sisyphus’un hiç umut olmayan yerde kendi yolunu açmasıdır. Hiçbir zaman tamamlanmayacak olan bu cezayı kendince zafere çevirmiştir.

Sisyphus kayanın hiçbir zaman zirveye ulaşamayacağını bilen karakter olarak karşımıza çıkar ancak borsadaki örneklere bakıldığında yatırımcılar, hiçbir zaman zirveye ulaşamayacaklarını düşünen kimseler olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü Sisyphus ne yaptığının bilincindeyken, özellikle borsadaki koşulların yatırımcıyı karar almaya zorladığı bazı durumlarda birçok yatırımcı, kaya ile olan ilişkisi üzerine düşünmeye daha az vakit ayırabiliyor. Zorunluluk alanının farkında olan ve kendi gücünü tanıyan Sisyphus, bu sayede yuvarlanacağını bildiği kaya yuvarlanmaya başladığında son gücünü ezilmemek için kayanın önünden kaçmak için harcayabiliyor. İçinde bulunduğu sürecin sonsuz bir döngü olduğunu bilen Sisyphus gibi, bir yatırımcı da kendi içinde bulunduğu borsanın sonsuz olmasa da uzun soluklu bir süreç olduğunu unutmamalıdır. Ancak böyle bir bilinçle, yatırımcılar borsada kayalar yuvarlanmaya başladığında oluşan yeni koşullara yönelik önlem alabilecek bir gücü kendilerinde bulabilir ve yuvarlanan kayanın yatırımcının portföyü de dahil olmak üzere önünde ne varsa alıp götürmesinin önüne geçebilirler.

 

Sisyphus ile üzerine konuşulan yatırımcı arasındaki fark bilinç ve iradedir

 

Oysa, Sisyphus ile yatırımcı arasında olması gereken tek benzerlik bilinç ve iradedir. Gerçekliğinin ve koşullarının farkında olan Sisyphus vazgeçtiği anda kendisinin ölümüyle sonuçlanacak bir cezanın nihayetine ermesini engellemek için bu döngüyü sürdürme iradesini göstermektedir. Yatırımcı için ise böylesi bir döngü, yatırımcının kurtuluşunu simgelemekten ziyade kendinin borsadaki varlığının ölümüdür. Yani, Sisyphus’un kurtuluşu yatırımcının ölümü, Sisyphus’un ölümü ise yatırımcının kurtuluşu olabilir. Ancak, yatırımcı taşıdığı taşa el vermekten vazgeçeceği noktayı ve zamanı iyi bilmelidir. Buna yönelik bir irade, maddi gerçekliklere ilişkin bir bilinç gerektirir.

Bazı yatırımcılar her gün portföylerinin kendilerinde sebep olduğu ağırlığı bir yük gibi itiyorlar. Hem zirvedeler hem de dipteler. Sırtınıza yüklediğiniz kayayı ne zamandır zirveye götürmeye çalışıyorsunuz? Kaç kere zirveye sırtınızda taşla yürürken taşın ağırlığını kaldıramadınız veya kaç kere her zirveye yaklaştığınızda tüm emeklerinizin elinizden kayıp gittiğini gördünüz? Bu şekilde kendinize ne kadar daha işkence çektirip ceza verme niyetiniz var? Eğer yaptığınız yatırımlarda emekleriniz her defasında ellerinizin arasından kayıp gidiyor ve siz de Sisyphus gibi kayanın yuvarlanışını izlemeye devam ediyorsanız bir yerde ciddi bir hata vardır. Borsa’da, hisse senedini daha ilk aldığı anda “ben bunu aldım ama kesin düşecek” diyen ya da hisse senedini zararına sattığı zaman “zaten düşeceğini biliyordum” gibi yorumlar yapan pek çok yatırımcı biliriz. Sorulması gereken soru şudur,  “Eğer düşeceğini biliyorsanız neden böyle bir piyasaya yatırım yaparak kendi cehenneminizi yaratıyorsunuz?”

 

Yatırımcıların işlem yaparken birbirlerinden etkilenmeleri normal bir olaydır

 

Çünkü her yatırımcı bir diğerinin nasıl kazandığını öğrenmek ister. Ancak yatırımcıların önemli bir kısmı hisse senedine yatırım yapmaya başladığı anda kendi kendine cehennemini yaratabilir ve kendi kendine ceza vermeye başlayabilir. Oysa onların bu yükü sırtlanmak gibi bir cezası yoktur. Yatırımlarını risk seviyesi daha az olan yatırım araçlarına yönlendirebilirler. Eğer, piyasada yaşanan belli olaylardan dolayı “ben neye yatırım yapacağım” gibi bir düşünce içerisinde olup, hiçbir yatırım aracına güven duyamıyorlarsa beklemelidirler. Beklemek onlara daha büyük bir kazançla dönebilir.

 

Yatırımcılar her zaman zararlarının hisse senetlerini yanlış fiyatlardan satılmasından kaynaklandığını düşünür ancak çoğu zaman yatırımcının zarar etmesinin nedeni hisse senedini yanlış fiyattan almış olmasıdır. Beklemek onları yanlış fiyattan alım yapmaktan koruyabilecek önlemlerden biridir. Yatırım yapacakları zaman sağlıklı kararlar alabilmeleri için risk seviyelerini oldukça kontrol altında tutmaları gerekir. Bunun için de yatırım yaptıkları piyasaya ve yatırım aracına güvenmeleri ve umut duymaları gerekir. Eğer güven duymadıkları ortamlarda güven duymadıkları yatırım araçlarına yatırım yaparlarsa önce uyku düzenleri bozulmaya başlayacak, daha sonra yaptıkları işlere odaklanmakta sorun yaşamaya başlayacaklar. Çünkü güven duymadıkları için beyinleri onlara sürekli tetikte olmaları gerektiğini söyleyecek. Ardından dalgınlıklar başlayacak ve tüm bunlar her geçen dakika stres seviyesini yükseltecek. Bu esnada belki de yatırımlarının portföylerini hiç etkilemeyecek olan bir haberi olumsuz algılayarak pozisyonlarını panik ile kapatacaklar. Eğer fiyat kaybı yaşanmışsa portföylerinde ortaya çıkan zarara canları sıkılmaya başlayacak. Eğer fiyat kaybı yoksa hiç zarar etmediklerini düşünecekler fakat geçen süreçte ne kadar yıprandıkları göz önünde bulundurulursa sadece maddi bir kayıp yaşamadıklarını fark edecekler.

 

Yatırımcılar da piyasanın tüm anlamsızlığına ve kendi duygularının onlara yaşattıkları baskıları yenmeleri gerekmektedir

 

Albert Camus Sisyphus efsanesinde insanların anlamsızlığa ve tüm baskılara rağmen yaşamı yenmek zorunda olduğunu söyler. Yatırımcılar da piyasanın tüm anlamsızlığına ve kendi duygularının onlara yaşattıkları baskıları yenmeleri gerekmektedir. Bunun için de öncelikle hangi yatırım aracına neden yatırım yaptıklarının ve hangi beklenti içinde olduklarının bilincinde olmaları gerekir. Her uyanış yeni günün umudunu taşır içinde ancak yatırımcılar kendilerini hatalara sürükleyen davranış kalıplarını değiştirmedikçe her gün aynı günü yaşarlar. Piyasalarda yaptığınız işlemlerin karşılığında bir sonuç alamıyorsanız ve bu durum sizi umutsuz hale getirmeye başlıyorsa belli bir süre yatırım ekranlarınızdan uzak kalmak hem sizin için hem de portföyünüz için daha iyi olabilir. Aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuçlar beklememelisiniz. Sisyphus, sonsuzluğun kısır döngüsünde sıkışıp kalmışken siz bu kısır döngüyü değiştirebilirsiniz…

Cemre,

 

Kaynaklar:

Cil, S. “Yunan Mitolojisindeki Ceza Kavramı Üzerine Genel Bir Bakış”

Koc, E. “Bir Umut Metafiziği Olarak Gabriel Marcel Felsefesi”,2008.

Landau, I. “Why Sisyphus’s Punishment Differs from the Human Condition”

Yüksel, B. “Sisyphus’un Hikâyesi”,

 

 

FÖŞ’ten Bayram Hediyesi: Finansal Huzurun Sırları

 

Cemre Yoldaş yazdı: Borsada, “Dorukları Yere Değdirmek” İsterken

 

Attila Köksal: ‘Parasal konularda yapılan büyük hatalar’

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları