Cüneyt Akman: Siz Bizimle Alay mı Ediyorsunuz? (TCMB’nin faiz kararı hakkında bazı sorular)
24 Eylül 2020TCMB politika faizini 200 baz puan arttırdı. (1) Piyasada bir sevinç: Ekonomiyi yöneten (artık her kim ise) bu kez doğru adım atmış” imiş!
Gelin bazı sorular soralım o zaman:
E, hani “faiz sebep, enflasyon netice”i idi. Şimdi TCMB enflasyonu yükseltme operasyonu mu yapıyor yani?
Ne demişti Erdoğan 5 Kasım 2019’da: “Ülkemize döviz kuru, faiz ve enflasyon üçgeninde kurulan oyunu bozduk. Merkez Bankası’nı görevden aldık, çünkü laf dinlemiyor adam. Yeni arkadaşımıza ‘faizi düşüreceğiz’ dedik.
“Büyük oyun”u bozmaktan vaz mı geçilmiş oldu şimdi?
Peki, yarın öbür gün, TCMB Başkanı Murat Uysal da “Bu adam da laf dinlemedi” diye görevden alınacak mı? Koltuğa oturan merkez bankası başkanları bir süre sonra niye “laf dinlemez” oluyor böyle?
“Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını…” (2) Bu TCMB de yoldan çıkmış; baksana “enflasyon sebep faiz netice” diyor yahu!
PPK: “..dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale geleceği öngörülmüştü. Ancak, güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir..”
Hadi canım! Öyle mi olmuş :))
İktisada Giriş kitabı okumuş bir TCMB yöneticisi de mi yok (Öyle değil tabi; mesele başka) “Enflasyon düşecek sandık, sonra kredi çok verildi, bu da enflasyona yol açtı” diye yazıyor PPK. E bunu bilmek için PPK üyesi olmaya gerek yok. O krediler verilirken sesini çıkaracaktın.
Bir soru daha… Pandemi döneminde bütün dünya vatandaşa gelir desteği verirken siz, gelirleri (işsizlik ve kısa çalışma, talep azalması, bazı işkollarının kapanması nedeniyle) azalan vatandaşa niye adeta zorla kredi verdin. Onu daha da fazla borçlanmaya teşvik ettin. Geliri azalan, işsiz vatandaşı borçlandırmak nedir yahu? hiç mi utanmanız yok! Şimdi bir de kamu bankalarına emirle sanki kredi dağıttıran siz değilmişsiniz, o krediler dağıtılırken gerekli para politikası önlemlerini almayan siz değilmiş gibi “ama n’apalım, biz enflasyon pandemi nedeniyle düşer sandık ama krediler artınca enflasyon yükseldi”demeye utanmıyor musunuz?
Bütün bu işler olup biterken yazdık, ekranlardan söyledik… Kamu bankaları eliyle “arka kapı yöntemleri” denilen Con Ahmet-Zihni Sinir icatlarıyla devletin döviz rezervlerini kumar masasına para basan mirasyedi gibi satıp durmayın diye… Al sana bir soru daha… O dağıtılan ama hiç bir işe yaramayan 100 milyar dolar civarındaki döviz rezervimizin yok oluşunun hesabını kim verecek? Hadi bari biriniz öne çıkıp “ben veririm” desin bari…
Peki şimdi faizi arttırdınız döviz bir kaç kuruş geriledi. İşi hallettiniz mi? Olmayan döviz rezerviniz, gelmeyen yatırımcı, artmayan ihracat ve çalışabilir nüfusun üçte biri (adına işsiz demekten kaçınsanız da bal gibi) işsiz, piyasada yaprak kımıldamıyor, buna rağmen enflasyonu yükseltmeyi başarmışsınız… Firmalar da vatandaş da gırtlağa kadar borçlu, şimdi kur maliyetinin yanına bir de (borçlu firmalar için en az kur riski kadar ölümcül) faiz riski gerçekleşmiş…
Şimdi ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yeni iflasları nasıl önleyeceksiniz? (4) Aklınızda başka Zihni sinir projesi kaldı mı?
Bu ülkenin düşünen ve üreten insanlarının sabrı hakikaten tükendi tükenecek. İlk seçimde ne yapmalarını bekliyorsunuz? Muhalefete “Bunlar 3 kazı güdemez” diyordunuz.
Peki kabul, diyelim ki öyle… Siz kaç kaz güdebiliyorsunuz? Ortada hiç birinden eser yok da ondan soruyorum.
Kayıp 100 milyar doların gittiği yerdeler mi, yoksa -şimdi artık itirafçı olan- Reza Zarrab’ın kaçırdığı ve rüşvet diye dağıttığı yerlerdeler mi? (5)
El hak! Kaz güdebildiğiniz şüpheli lakin Hoca Nasreddin fıkrasındaki gibi “Kaz var iken kapceğ idin” tekniğini iyi biliyorsunuz… (6)
Ha bir de büyük ozan Seyranî’nin dediği gibi “Kazların kadıya uçmaklığı” işini… (7)
**
Ekonomiyi yönetenlere sorularımızı burada keselim ve sana hitap edelim bu kez ey okuyucu!
Bir ülkede verimsizlik yaygınsa işler uzun vadede kötüye gider… Ama idare edilebilir durum yine de…
Bir ülkede kazlar kadıya, müsteşara, bakan uçuyorsa, yani yolsuzluk almış başını gidiyorsa durum fenadır ama yine de kör topal gemiyi yüzdürebilirsiniz…
Bir gemide kaptan acemi, 2. Kaptan/çarkçıbaşı filan da kaptan yalakasıysa, durumunuz çok kötüdür ama şansınız varsa gemi limandan çıkmadan mendireğe bindirirsiniz de okyanusta başınıza bir şey gelmez.
Gelgelelim… Hem verimsiz işlerle iştigal ediyorsanız, hem yöneticilerin en baş meşguliyeti ceplerini doldurmak ise… Hem de kaptan beceriksiz, iş bilmez ise…
O zaman sayın okuyucu, sen bari kendini kurtarmaya bak… Çünkü İsmet Paşa’nın bir zamanlar dediği gibi “Sizi ben bile kurtaramam. (8) İktidardakilerin de anlaşılan o ki, sizi kurtarmaya zaten niyeti yok!
MERAKLISI İÇİN NOTLAR:
(1) TCMB, Para Politikası Kurulu’nun (PPK) aldığı kararın haberi şurada: https://www.paraanaliz.com/2020/ekonomi/merkezden-200-baz-puanlik-faiz-artirimi-hosgeldin-1025-51639/
(2) Burada verilen PPK kararı alıntıları için kararın metni şurada: https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/tr/tcmb+tr/main+menu/duyurular/basin/2020/duy2020-58
(3) Bahsettiğimiz Con Ahmet yönteminin ne olduğu ve bunun nasıl felaketlere yol açacağı konusundaki uyarılar için: https://www.paraanaliz.com/2019/doviz/kerim-rota-yazdi-con-ahmetin-devri-daim-makinesi-doviz-piyasasinda-40122/
(4) Yükselen faizlerin reel sektör ve bankacılık sektörüne etkisi için bakınız: https://www.paraanaliz.com/2020/ekonomi/kerim-rota-asiri-kredi-genislemesi-bankalara-tahsili-gecikmis-alacak-olarak-yansiyacak-51482/
(5) Reza Zarrab’ın kuryesi de gitmiş bir Amerikan gazetecisine konuşup, ötmüş de ötmüş. 800 milyon dolar rüşvet verdiklerinden bahsetmiş. Daha fazla ayrıntı, erişim engellemesine sebep oluyor sevgili okuyucu. Bu Zarrab haberine geldi bile. Malum yakında bu ülkedeki bütün gerçek haberlere sansür gelecek bu gidişle. Fakat bizim okuyucumuz zekidir malum yazıyı biz engellensek de kendisi bulmayı bilir.
(6) Fıkra kısaca şöyle: Bir komşusu 20 tane kazını Hoca’ya emanet verip seyahate çıkmış. Hoca da epey bir zaman sonra dayanamayıp birini kesip yemiş, nasılsa alıp yerine koyarım o gelene kadar diye… Aksilik o ki adamın da ertesi sabah geleceği tutmuş. Hoca çaresiz kazları teslim etmiş. Adam aymış: Bir kaz eksik demiş. Hoca da sayar gibi yapıp, “17, 18,19, 20” demiş. Adam saymış: “17,18,19”. Neyse karar vermişler 20 kişi bulacaklar, her biri ağıla girip bir kaz tutacak böylece kaz eksik mi değil mi anlaşılacak (İşte size “Set Teorisi”nin mucidinin Nasreddin hoca olduğunun ispatı) Öyle yapmışlar. Herkes kucağında kazla gelirken “ol adem gelüb, Hoca’ya: “Hoca kaz bana değmedü” demiş. Hocanın cevabı: “Sen de (buraya bip sesi koyun) …’ım gibi dolaşacağına kaz var iken kapaydın!”
(7) 19. Yüzyılın büyük halk ozanı Seyranî’nin (1800-1866) Osmanlı’daki son dönem çürümüşlüğünü hicveden meşhur şiirinden ilgili bölüm:
Mahkeme meclisi icat olduğu
Çeşme-i rüşvetin akmaklığından
Kaza bela ile alem dolduğu
Kazların kadıya uçmaklığından
(…)
Dünyadan ahrete gidip gelmemek
Olmasa iktiza eder ölmemek
Balık baştan kokar bunu bilmemek
Seyrani gafilin ahmaklığından
(8) 1960 Nisan ayı gibi Demokrat Parti muhalefete inanılmaz bir baskı uygularken bir de Tahkikat Komisyonu kurarak ana muhalefet partisinin kapatılması tehdidini gündeme getirmişti. Meclis görüşmelerinde de muhalefete söz hakkı yeterince verilmiyor, bunun yerine o konuşmalar için bile boyuna cezalar veriliyordu. Bunun üzerine söz alan İsmet İnönü şöyle demişti: “Biz demokratik bir rejim kurduk, Bu demokratik rejimi istikametinden ayırıp baskı rejimi haline götürmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda giderseniz sizi ben bile kurtaramam” Sonrasında maalesef çok kötü şeyler yaşandı. Başvekil Menderes ve iki bakanı idam edildi. Türkiye için öncesiyle sonrasıyla acıklı bir dönem oldu. Umuyorum ki artık Türkiye için böyle günler ve darbeler geride kaldı. Ne var ki İsmet Paşa’nın uyarısı dün olduğu gibi bugün de kulaklara küpe olmalı… Hem bu ülkedeki hem de başka ülkelerdeki mutlak iktidar heveslilerinin kulaklarına…