ANALİZ: TL Biden’ı fiyatlıyor, seçilirse ne olacak?
3 Kasım 2020Dolar Endeksi’nin zayıfladığı, TL’yle aynı ligde oynayan Rus rublesi ve Güney Afrika Cumhuriyet’i randı gibi paraların değer kazandığı bir günde, dolar/TL 8.50’yi, Euro ise 10’ı yukarı kırdı. Üstelik, TCMB sürekli olarak para musluklarını kısarken! Aylık TÜFE enflasyonunun %2’yi geçmesi ve Yİ-ÜFE’nin %3.55 olarak açıklanması tasarruf sahibi ve yatırımcıları rahatsız etti. Fakat, birincil neden Biden’in başkanlığı kazanıp Senato’nun da Demokratlar’a geçeceği beklentisinin tüm dünyada yaygın şekilde fiyatlanması olabilir. Biden seçilirse ne olacak o zaman?
TCMB parayı kısıyor, ama yetmiyor
TL’deki zafiyete karşı Merkez Bankası bankalara açık piyasa işlemleriyle sağladığı TL fonlamanın ortalama maliyetini kademeli olarak yükseltmeye devam ediyor. Bankalara 10 milyar TL sağlanan 28 gün vadeli TL repo ihalesinde ortalama basit faiz %14.95 olurken bankalar dün %14.75 geç likidite penceresi faiz oranından 37.1 milyar TL borçlandı. Bankalararası para piyasasında ise %11.75 faizle 22.1 milyar TL kaynak kullanıldı.
TCMB dün bankaların kendisinden bankalararası piyasada borçlanma limitini sıfırlarken uygulama bugünden itibaren geçerli olacak. Dün ortalama fonlama maliyeti 5 baz puan artarak %13.45’e yükselirken bankalararası piyasadan sağlanan 22.1 milyar TL geç likidite penceresinden sağlansaydı ortalama fonlama maliyeti %13.74’e yükselecekti.
Geçtiğimiz hafta cuma günü ve dünün ardından Merkez Bankası, üst üste üçüncü günde de sıkılaştırma adımı attı. Bugün yapılan düzenlemeyle döviz/altın karşılığı gerçekleştirilen FX kotasyon swap işlemlerinde TL cinsi faiz oranı %11,75 seviyesinden %13,25 seviyesine yükseltildi. Böylece, sistemin fonlama ihtiyacı içerisinde önemli bir paya sahip olan swap işlemlerinde uygulanan faiz oranının artırılarak para politikasında sıkılaştırma hamlelerine bir yenisi daha eklendi.
Bankacılar ilgili adımların TL’de daha fazla değer kayıplarının önüne geçtiği konusunda hemfikirler. Ancak piyasalar TCMB’den daha net adımlar görmek istiyorlar.
Yatırımcılar açısından sıkıntı, günlük olrak belirlenen faizin TL istikrar kazandığında yeniden hızla düşürülmesi olasılığı. TCMB günlük faiz ayarlamalarına “esneklik” diyor, ama yatırımcılar bunu kalıcı bir sıkı politikası konusunda taahhüde girmemek olarak yorumluyor.
Enflasyon-devaluasyon spirali başladı
Yurtiçi üretici fiyatları yarım dolar ve yarım Euro’dan oluşan döviz kuru sepetinin TL’ye karşı %4.7 yükseldiği Ekim’de %3.6 yükseldi. 12-aylık ÜFE enflasyonu böylece Eylül’deki %14.3’ten %18.2’ye çıktı. Üretici fiyatlarında yükselişin bir kısmı Ekim’de tüketici fiyatlarına yansırken bu etki Kasım ve sonrasındaki aylarda devam edecek görünüyor. ÜFE ve TÜFE enflasyonu arasındaki fark Ekim ayında 6.3 puana ulaşmış durumda.
Eğer TCMB yüksek dozda ve kalıcı bir faiz artırımı yapmazsa, iç talebin bıçakla kesilmiş gibi durmadığı her senaryoda, üretici ve toptancılar kur ayarlamalarını TÜFE’ye yansıtacak. Basit hesapla, TÜFE de önce %15, sonra %18’e gidebilir.
Bu fasit daireyi başka ülkelerde gözleyen yatırımcılar çok tedirgin. Üstüne, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sürekli olarak “rekabetçi kurun” faydalarını öğmesi de kalıcı bir faiz ayarlaması yapılmayacağı kaygısını körüklüyor. Albayrak bugün de rekabetçi kur sayesinde yerli otoların pazar payının arttığı beyan ederek adeta TL’de değer kaybını onayladı.
En önemli sorun Biden
Tüm dünya basını eğer Biden kazanırsa, en çok zarar görecek 2 ülkenin Rusya ve Türkiye olacağı konusunda hemfikir. Hele Senato da Demokratlar’a geçerse, “bir kaç gün içinde” Türkiye’ye yaptırım kararı çıkacak gibi bir görüş hasıl oldu.
Bu algıyı tamir etmek de hiç kolay değil.
Biden seçilirse ne olur?
Eğer bu gece Trump seçilirse, TL’nin aniden cazip hale geldiğini görebiliriz. Özellikle petrol pazarında ayı piyasası korkusunun kol gezdiği bir ortamda, Türkiye’nin cari açığı daralacağı için de bir çok yatırımcı tarafından tercih sebebi olabilir.
Eğer Biden seçilirse, dolar/TL bir miktar daha yükselir. Societe Generale dün yıl sonu dolar/TL öngörüsünü 9.00’a yukarı revize etti. Commerzbank da benzer tahminler ortaya atıyor.
Dolar/TL’nin 9.00’a yükselmesi hem yukarda andığımız enflasyon-devaluasyon spiralini içinden çıkılmaz hale getirir, hem de son aylarda yavaşlayan dövize kaçışa ivme verir.
Bu koşullarda TCMB’nin derhal 400-500 baz puan faiz artırımı yapması gerekecek.
Ardından da bizim Saray ve Beyaz Saray’dan gelecek açıklamalar beklenecek. Biden’in ilk önceliğinin Türkiye olduğunu düşünmüyoruz. Ama, ekibinden önde gelen isimler Türkiye’yi uyarabilir, ya da dostane bir ilişki tesis etmek için temasların başladığını beyan edebilir.
Ankara’nın yapacağı en büyük hata bu kaotik ortamda S-400’lerin aktive edilmesini gündeme getirmek olur. Buna karşın Biden’le temas kurulması ve bir ziyaret takvimi hazırlanması TL’yi yatıştırır.
Bunlar yaşanmazsa? Türkiye ödemeler dengesi krizine girmez, ama TCMB’in yavaştan parasal sıkılaştırmasıyla bir-iki ay içinde kredi talebi tamamen boğulur. İç talep daralınca da cari açığın kapanmasıyla döviz kuru yukarda andığımız 9.00 civarında kendiliğinden denge bulabilir.
Merkez Bankası, TL swap faizini yükseltti; TL’nin değer kaybı durmadı
Prof. Dr. Emre Alkin: Merkez Bankası’nın son kararları enflasyonu tetikledi
FÖŞ Rahatlattı: Telaşlanmayın, Döviz Krizi Filan Yok!
ENAG: Enflasyon Araştırma Grubu’na göre Ekim ayı enflasyonu %2.56